ANADOLU AYDINLAR OCAĞI, 6 ŞUBAT DEPREM FELAKETİ İLE YAKILAN VE YIRTILAN KUR’AN’I KERİMİ GÖRÜŞTÜ...
19 Şubat günü yaptıkları toplantıda Anadolu Aydınlan Ocağı son günlerin iki önemli konusunu açık oturum şeklinde görüştü, değerlendirdi ve tartıştı. Özellikle depremle ilgili genel görüşlerini bir bildiri şekline dönüştürdü.
Açıkoturumda Prof. Dr. İbrahim Öztek (Üsküdar Üniversitesi Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı Başkanı/AAO Genel Bşk.), Prof. Dr. Yümni Sezen (Marmara Üniversitesi Din Sosyoloji Bölüm Başkanı E./AAO İlim K.Bşk.), İlyas Tekin (Üsküdar İlçe M. Eğt. Md.E./AAO Yön.K.Ü.), Hicabi Meral (Em.Dz.Öğr.Alb./AAO İkinci Bşk.)konuşmacı olarak yaşamış olduğumuz son deprem felaketi ile İsveç, Hollanda ve Danimarka’da yakılan ve yırtılan Kur’an konularında geniş açıklamalarda bulundular ve sonra her iki konuyu da tartışmaya açtılar.
karar ve sonuçlara varıldı.
İlyas Tekin tarafından depremde kaybettiklerimiz için Kur’an ve dualar okundu. Yaralananlara şifalar, ailelerine de sabırlar dilendi.
Depremle ilgili görüşmeler sonunda ortak karar olarak, aşağıdaki konular önemsendi. Din sosyoloğu Prof. Dr. Yümni Sezen sözlerine Allah zalim değildir diye başladı ve ortak bildiri bu ayetle şekillendi.
1. Allah zalim değildir. Allah kullarına asla zulmetmez. Bu kendi ellerinizle yaptıklarınızın sonucudur (Al-i İmran suresi 182. Ayet). Onun için deprem ve sonuçlarına kader deyip geçemeyiz. Gerekli önlemleri almadıysak ve halen de almıyorsak, bu kader değildir. Kendi ellerimizle yaptıklarımızı sorgulamalıyız.
2. Onca yıkımlar arasında camı kırılmayan binanın yapıcısı: fazladan bir şey yapmadım, sadece kurallara uydum diyor. O zaman kurallar çiğnenmeyecek.
3. Sağlam olmayan binalarda oturma izni verilmemelidir.
4. Zemin, Mühendis, Mimar, Yapı Denetim, Proje, Müteahhit, malzeme, Belediye ve Devlet Yöneticisi sağlam olmalıdır.
5. Tüm okullar, hastaneler, kışlalar, ATM’ler ve benzeri toplu yaşam alanları süratle kontrol edilerek, riskli olanlar boşaltılarak, yenileri yapılmalıdır.
6. Başta İstanbul olmak üzere deprem bölgelerindeki tüm konutlar iki yıl içinde yenilenmelidir.
7. Deprem, sel ve benzeri tabiat olaylar felaket değildir. Eğer tedbirini almazsan o zaman bunlar felakete dönüşür. O nedenle hepsinin önlemi vardır ve alınmalıdır.
8. Deprem bölgelerini ağır sanayi alanlarına çevrilmemelidir.
9. İlkokullara deprem ve tabii felaketler dersi ve kursları konulmalı, önlemleri öğretilmeli ve öğrencileri birer deprem arama kurtarma ekibi gibi yetiştirilmelidir.
10. Geçmiş depremlerden ders alarak, hatalar tekrarlanmamalıdır.
11. Yerbilimci ve Jeolog gibi bilim adamlarının uyarılarına kulak verilmelidir.
12. Japonya’nın depreme karşı teknik uygulamaları öğrenilerek, aynısı yapılmalıdır.
İkinci konu: 21 ve 27 Ocak günleri Danimarkalı ırkçı bir parti lideri olan Rasmus Paludan önce Stokholm’de Türk Büyükelçiliği önünde, daha sonra da Danimarka’da Konenhag’da cami önünde Kur’an’ı yakmıştır. Yine 24 Ocak günü Hollanda’da Lahey’de benzer bir olay yaşanmış, ırkçı Pegida hareketi Lideri Edwin Wagensveld Hollanda parlamentosu önünde Kur’an’ı yırtmıştır.
Prof. Dr. İbrahim Öztek konuşmasında; bu hareket ilkelliktir. Tarihte çok tanrılı din mensupları birbirlerine din üzerinden saldırmışlardır. Yine ilkel düşüncelerle haçlı seferleri ile Avrupalıların birbirleri ile yaptıkları mezhep savaşları yaşanmıştır.
661 yılında Hıfsın savaşında Muaviye ordusu Kur’an sayfalarını yırtarak, mızraklarının ucuna takıp Hz. Ali’nin ordusuna saldırmışlardır.
Amerika’da bazı sözde din adamları Müslümanlığı şeytanın dini olarak kabullenmiş ve 11 Eylül gününü Kur’an’ı yakma günü ilan etmişlerdir.
1988 yılında Hintli Salman Rüşdi, Kur’an ve Hazreti Muhammed’e şeytan ayetleri üzerinden saldırmıştır.
Türkler Müslümanlığı kabul ettikten sonra Müslümanlığın koruyucusu ve yücelticisi olmuşlardır. Batılılara göre Müslüman demek Türk demektir. Bu nedenle batılı Müslüman düşmanları Türkiye’ye saldırmaktadır.
Bizler dinimiz ve amentü gereği tüm dinlere, onların peygamberlerine ve kutsal kitaplarına saygılıyız. Diğer din mensuplarından da aynı saygıyı beklemek hakkımızdır.
NATO’ya girmeye çalışan bazı kuzey Avrupa ülkelerinde Kur’an’ın yakılması, bu ülkelerin NATO’ya girmelerinin Türkiye tarafından engellenmesine neden olacaktır.
Bu olaylar siyasidir. NATO ve dolayısı ile ABD’nin Avrupa’da nüfus artışını engellemek içindir. NATO’nun yayılması, her şeyden önce Rusya’nın ve Almanya’nın aleyhinedir. Bu durumda Türkiye’nin tavrı önemlidir. Kur’an’ın yakılmasına karşılık Türkiye’nin gösterdiği reaksiyonlar karşısında bu hainler biraz daha azgınlaşmaktadır. Onun için en iyisi bu provakatif eylemler görmezden gelinmeli, pirim yapmaları engellenmelidir. Öte yandan siyaseten yapılması gerekenleri tabi ki Türk devleti yapacaktır.
Öztek şöyle devam etti: Şunu da belirtmeden geçemeyeceğim. Müslümanlığın hoşgörüsü ve sevgisi diğer dinlerin mensuplarında mevcut değildir. Amentümüz bir diyenler Müslüman düşmanlığından vaz geçmeli ve bizim gösterdiğimiz saygıyı onlar da bize göstermelidir dedi.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.