“500 Bin Tablete Ek Tablet Dağıtımı Yapılacak mı?”
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Onursal Adıgüzel, okulların Mart ayında kapatılmasından 7 ay sonra dağıtılacağı açıklanan 500 bin tablete ilişkin verdiği soru önergesinde tabletlerin dağıtımının kaç günde tamamlanacağını, açıklanan 500 bin tablete ek tablet dağıtımı yapılıp yapılmayacağını sordu.
Adıgüzel, “Bilindiği üzere Fatih Projesi kapsamında dağıtıldığı ifade edilen 1 milyon 437 bin tablete ilişkin hiçbir envanter bulunmaması, tabletlerin internet satış sitelerinde ikinci el ürün olarak satılması kamuoyunda yeni dağıtılacak 500 bin tablete ilişkin de soru işaretlerinin doğmasına neden olmuştur. Bu kapsamda yeni dağıtılacak tabletlerin akıbetinin Fatih Projesi kapsamında dağıtılanlara benzememesi adına ne gibi önlemler alındı?” ifadelerini kullandı.
Öte yandan, Adıgüzel önergede geçtiğimiz günlerde medyaya yansıyan ve “Van’da depremzedelerin kaldığı konteynerleri ziyaret eden AKP’lilerin, öğrencilere tablet dağıtmak için velilerine partiye üyelik şartı koştuğu” şeklindeki iddiaları da sordu. Adıgüzel, MEB Bakanı’na konuya ilişkin herhangi bir soruşturma başlatılıp başlatılmadığını sordu.
“Uzaktan Eğitim Yoksulluğu Görünür Kıldı”
Uzaktan eğitim sürecinin Türkiye’deki yoksulluğu ve fırsat eşitsizliğini daha da görünür kıldığını ifade eden Adıgüzel, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Mart ayından bu yana ‘uzaktan eğitim’ ülkemizin başlıca gündemi iken ne yazık ki AKP bu 7 aylık süreçte uzaktan eğitimi işlevsel ve etkili hale getirmek için hiçbir çaba sarf etmedi. Bu da eğitimdeki fırsat eşitsizliğini pekiştirdi. Türkiye, internet bağlantısına erişimi olan öğrenciler listesinde 77 ülke arasında 70'inci sırada. 3 milyonu aşkın devlet okulu öğrencisinin evinde internet, 750 bin öğrencinin evinde televizyon yok. Türkiye’de 2 buçuk milyondan fazla hanede, hane halkı sayısı 6’nın üzerinde. Bu da demek oluyor ki birçok öğrencinin evinde ders çalışmak, dersleri uzaktan takip etmek için gerekli uygun fiziki ortam yok. Yine örneğin uzaktan eğitim süreci ne yazık ki Türkiye’de eğitimdeki fırsat eşitsizliğini, devlet ve özel okullar arasındaki dijital uçurumu bir kez daha gözler önüne serdi. Ve bu nedenledir ki süreci en başından beri plansız, günü birlik kararlarla yöneten iktidar, okulların bir an önce açılması telaşında.”