Belediye Başkanımız
Selahattin Ekicioğlu, 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremin 1. yıl dönümünde,
Cacabey Meydanı'ndaki Deprem Anıtı önünde saat 04:17'de düzenlenen anma
programına katıldı.
Kahramanmaraş'ta, ilki 6 Şubat 2023
Pazartesi günü sabaha karşı 04.17’de 7,7; ikincisi ise 13.24'te 7,6
büyüklüğünde meydana gelen ve çevre illerle birlikte tüm ülkede hissedilen
depremlerde yitirdiğimiz canlarımızı anmak için 6 Şubat 2024 Salı günü saat
04:17’de Cacabey Meydanı’ndaki Deprem Anıtı önünde bir anma programı
gerçekleştirildi. Anma programına Belediye Başkanımız Selahattin Ekicioğlu, CHP
İl Başkanı Baran Genç, Merkez İlçe Başkanı Mustafa Tekin, Belediye Meclis Üyelerimiz ve Belediye Başkan
Yardımcılarımız ile birlikte çok sayıda vatandaşın katıldığı gözlendi.
Saat 04:17’de Depremde yitirilen canlar
için 65 saniyelik saygı duruşunun ardından Malatyalı depremzede vatandaşımız
Hasan Aykanat tarafından “Deprem” konulu şiir okundu. CHP İl Başkanı Baran
Genç’in deprem ve sonrasında yaşananlarla ilgili olarak yaptığı konuşmasının
ardından söz alan Belediye Başkanımız Selahattin Ekicioğlu, şunları ifade etti:
“Değerli
parti yöneticilerimiz, değerli mesai arkadaşlarımız, değerli canlarımız,
Kırşehir halkı;
Bundan
1 yıl önce acının en büyüğünü Türkiye değil, dünya yaşadı. Binlerce insanımız
hayatını kaybetti. Daha önceden rahmetli Işıkara Hocamız “deprem öldürmez bina
öldürür” demişti ama hem devlet kurumlarının hem özel sektör hem de bu gerçeği
bilen bu insanların uyarılarına rağmen hiç kimse bunlara bir önlem almadı.
Çünkü bilimin yolundan gitmezseniz; ilimin yolundan gitmezseniz sonucun acı
olduğunu hep birlikte göreceğiz. Daha kaç bin canımız ölecek bilmiyoruz. Biz 6
şubat depreminden sonra laboratuvar kurduk, lisanslı değil yalnız şu anda
faaliyette. Kırşehir halkına hizmet veriyoruz binaların çürüklüğünü
sağlamlığını tespit etmek için. Deprem bölgesi değil, ama erezyona korozyona
uğramış binalarımız var. Bu binaların tekrar dönüşmesi lazım. Kırşehir
Belediyesi’nin bütçesinde binlerce konut yapıp da bunu dönüştürme şansımız yok
ama rezerve arsalarımız var; özellikle biz devlete “gel sen bunu yap da bu
kenti sağlam sağlıklı yapılaşmaya sağlam binalara yaşanılabilir bir kent haline
getirmek için hibede istemiyoruz sadece finansal destek versin faizini de
ödemeye hazırız Bin Konutluk imal edip ve bu bin konutu da kentin dönüşümünde
kullanmak istiyoruz.” diyoruz.
Ama
maalesef Türkiye’de bütçenin nasıl kullanıldığını hepimiz biliyoruz insanların
daha çök ranta dönük; üretime değil, can güvenliğine değil ranta dönük
ekonomiyi o çarkın içine soktukları için sıkıntı çekiyoruz. Hasan abimiz şahit
az önce okuduğu şiirde ifade etti o depremi yaşaması münasebetiyle. Az önce
başkan yardımcımızın eşi Fatma Uçar’ın annesinin durumunu sorduk hastanede idi
tam 24 saat depremden 24 saat sonra kurtarabilmiştik ve hiçbir şey de yoktu
binada. Sadece kapı sıkışmasında, belki biz ulaştık da canı kurtardık ama
binlerce canımız soğuktan bağıra bağıra öldü. Baba evladının elinden tutarak
gözlerinin önünde 2 gün bekleyerek öldü. Çünkü daha önceden kamu kurumlarının
hepsi bu tür doğal afetlerde bir görevi vardı ama sistem öyle dönüştü ki bir
kişi emir vermeden kimse yerinden çıkmıyordu ne askeri ne polisi ne vatandaşı
kimse yanaşamıyordu. Biz işte sistemin yanlış olduğunu hem partimiz hem bizler
avazımız çıktığı kadar bağırmak zorundayız. Doğru sistem kurmazsak doğru
kontroller yapmazsak insanların başına bunlar gelir çünkü imar barışıyla insanlara
aslında imar barışı yasası çıkarmadık imar barışıyla insanlara mezar çıkardık o
evlerden. Çünkü o imar barışı ne denilen bir çatıyla ilgili ne bir köyde
mandırayla ilgili; dönemin bakanı bunun için böyle bir söylem geliştirdi ama
değildi. İmar barışı çürük iki katlı evler üzerine 3 kat daha çekmek.
Bizim
15-20 teknik ekibimiz Adıyaman Kahta’ya gitti orada görev aldılar ve orada acı
gerçekleri gördüler. maalesef siyasi rant uğruna gelecekteki seçimi kazanma
uğruna o insanların yaptıkları kaçak binalara göz yumulmuş.
Bu
kadar vatandaşımızın şu an burada bulunması toplumun ne kadar duyarlı olduğunu
gösteriyor. Kırşehir halkının ne kadar duyarlı olduğunu gösteriyor. Bu duyarlılığı
Türkiye’nin dört bir yanında bekliyoruz. Allah vermesin İstanbul gibi yerlerde
hiçbir tedbir alınmıyor, öyle bir şey olsa gerçekten Türkiye bunu nasıl
kaldıracak bunun tartışılması gerekir. Şimdiden tedbirleri almamız gerekiyor,
ilk önceliğimiz insanlarımızın can güvenliği daha sonrada mal güvenliği gelir.
Bunun için acımız büyük bunu dayanışma içinde hep birlikte aşacağız.
Gerçekten
deprem olduğunda Kırşehir halkı o kadar duyarlıydı bölgenin ki tır tır
ihtiyaçlarını karşıladı. Kimi nakliye almadı, kimi evindeki battaniyesini
getirdi. Kimi esnafımız gıdaysa gıdasını getirdi su ise su getirdi ilaçsa ilaç
getirdi ve hepsini Türkiye’nin dört bir yanından deprem bölgesine ulaştırdık
ama bu yeterli mi değil. Depremden 1 yıl sonra haâlâ konteyner evlerde,
çadırlarda yaşayan vatandaşlarımız var; konteyner nispeten biraz daha iyi ama
çadırlarda yaşayan vatandaşlarımız var. Bunun planlamasını; bilimin yolundan
gitmezsen, ilimin yolundan gitmezsen ve teknik ekibe inanmazsak bunu çözemeyiz.
Bunu hep birlikte aşacağız. Kırşehir’i hem depreme dayanıklı hem yaşanılabilir bir
kent yapmak hepimizin görevi.
Yitirdiğimiz canları
rahmetle anıyorum, yaralılara acil şifalar diliyorum. Ailelerin acılarını
paylaşıyoruz, onların acıları bizim acılarımız. O deprem sonrasında 17 bin
depremzedeyi misafir ettik, burada kalan var geri dönen var onlar bizim
misafirlerimiz canlarımız. Yarın bizim başımıza ne geleceği belli değil bunun
için Türkiye’de o depremden acısını paylaşan tüm Türkiye’deki 85 milyon
vatandaşımızın acısıydı bundan dolayı da duyarlılık gösterip burada. Hem
partimizin hem genel başkanımızın söylemleri ile bugün herkes olması gereken
yerde. Biz de şu an önünde bulunduğumuz bu
deprem anıtının Türkiye’de ilk ve tek bir anıt olduğunu düşünüyoruz. Burada hep
beraber gecenin bu saatinde yitirdiğimiz canlarımızı andığımız için sizlere
teşekkür ediyorum, herkesin acısını