ÖNDER İmam Hatipliler Derneği’nin, lise ve üniversite öğrencilerine yönelik olarak düzenlediği “45 Günde Arapça” dil kursu sona erdi. Kursu başarıyla tamamlayan 85 öğrenci düzenlenen törenle sertifikalarını aldı. 45 gün boyunca
2018 Yılı yaz ayları için, tam zamanlı “45 Günde Arapça Anlama ve Konuşma Melekesi Kazandırma Dil Kampı” 25 Haziran - 11 Ağustos tarihleri arasında, Üsküdar’da bulunan Çengelköy Kız Öğrenci Yurdu’nda yapıldı. Kamp sonundaki sertifika töreni ise Üsküdar Belediyesi Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlendi. Programa ÖNDER Genel Başkanı Halit Bekiroğlu, Genel Sekreteri Yunus Tekgöçen, Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Sönmez, Yönetim Kurulu Üyesi Kamber Çal, Yurtlar Koordinatörü Mustafa Taktak, Arapça dil kursu koordinatörleri, öğretmenler ve öğrenciler katıldı.
Müslümanların ortak dili Arapça
Program, Validebağ Koru Cami İmam Hatibi Talha Kalkan’ın Kuran-ı Kerim tilavetiyle başladı. Programda bir selamlama konuşması yapan ÖNDER Genel Başkanı Halit Bekiroğlu, “Dünyanın küreselleştiğini söylüyoruz. Bu küçülen dünyada biz Müslümanların ortak dili inşallah Arapça olacaktır. Müslümanların öncelikle Arapça’yı öğrenmiş olmaları gerekir diye düşünüyorum” dedi. Arapça’nın gelecekte dünya Müslümanlarının ortak dili olacağını kaydeden Bekiroğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “İslam medeniyetinin yeniden inkişafından bahsediyoruz ve aşama aşama 50-100 yıl sonra bir bakacaksınız ki Arapça bilim dili, ilim dili ve modern olguların dili olmuş. Bu daha önce de olmuştu. İnsanlar bilimi, felsefeyi öğrenmek için Arapça öğrenmek zorunda kaldılar. “
Doğru yöntemle öğretmeliyiz
Dil kursunu daha önce de düzenlediklerini ancak bu sene profesyonel olarak hazırladıklarını belirten Arapça Dil Kampı Koordinatörlerinden Ahmet Ziya İbrahimoğlu, “150 kişi başvuruda bulundu ancak biz 85 kişiyi alabildik” dedi. Yöntem olarak kısa sürede ve kolaylaştırıcı bir şekilde dil öğrettiklerini belirten İbrahimoğlu, “Dil öğrenirken üç merhaleden geçiyoruz. Anlama ve konuşma, okuma ve yazma, dilbilgisi ve gramer. Eğer sıralamayı doğru yapmazsanız dil öğretemezsiniz. Önce konuşma ve anlamadan başlamalısınız. En zor yerinden başlayınca başarma şansını ortadan kaldırıyorsunuz” diye konuştu.
Çocuğu model alıyoruz
Öğrencilerle kurs sonunda mülakat yapan İstanbul Şehir Üniversitesi Arapça Bölümü öğretim üyelerinden Abdulkadir Bedre, dil öğretilirken en önemli meselenin dili kolaylaştırmak ve sevdirmek olduğunu söyledi. Bunu yaparken de bir çocuğu model alarak çalıştıklarını kaydeden Bedre, “Bu model, çocuk dil melekesini nasıl kazanıyor, bunu takip etmektir. Biz dili gramerle başlayarak öğrenmiyoruz, çevremizden, annemizden, babamızdan duyduklarımızla kazanıyoruz” diye konuştu.
Mazlumları savunmak istiyorum
Kamp öğrencilerinden İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi 3. Sınıf öğrencisi Rabia Sena Şahingöz, gelecekte bir avukat olarak sermayesinin kelimeler olduğunu belirterek, “Dünyadaki tüm hakkı yenilenleri bulmak ve onları savunmak istiyorum. Dertlerini bana anlattıklarında öncelikle onları iyi anlamam ve hukuka hakim olmam gerekiyor. Hukuk ıstılahlarını Arapça bir şekilde nasıl ifade edeceğimi bilmem gerekiyor. Bu sebeple kursa geldim” dedi.
Bir aile olduk
Kampın öğretmenlerinden Suriyeli Vela El Ata da, kamptaki bütün öğretmen ve öğrencilerin aile ferdi gibi olduğunu belirterek, “Çünkü ben 5 yıldır aile fertlerimi görmüyorum, öyle ki simalarını bile unutmaya başladım. Ama burada farklı farklı ülkelerden, Yemen, Ürdün, Filistin, Suriye’den kardeşlerim oldu” dedi.
Hayalimiz dil köyü kurulsun
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nin emekli öğretim üyelerinden Prof. Dr. Mehmet Maksudoğlu, Arapça kampının zamanla genişleyerek Arapça köyü ve kasabası olacağını söyledi. Maksudoğlu, “İnşallah sonunda içinde mühendislik, tıp, mimarlık da olan bir üniversite olacak. Hedefimiz ve hayalimiz budur” dedi.
Kamp hiç bitmesin istedik
Kamp öğrencilerinden Sara Abduşşafi, kampın Arapça dil becerisi yanında İslam ahlakını ve dinini de hatırlattığını söyledi. Bulgaristanlı imam hatip öğrencisi Hatice Şükri de, “Arapçayı anadilimden daha çok seviyorum, benim için çok önemli. Bu kurs nerede olursa olsun giderdim” dedi. 29 Mayıs İngilizce Mütercim Tercümanlık bölümünden mezun olan kamp öğrencilerinden Ayşe Zübeyde Aksu ise, “Kamp şartları hiçbirimiz için kolay değildi, sabırda zirve yapmak gerekiyordu. Başladığımızda tek istediğimiz kampın bir an önce bitmesiydi. Fakat konuşma zevkini tadınca kamp hiç bitmesin istedik” diye konuştu.
Sertifikalar dağıtıldı
Program sonunda, Arapça Dil Kampı Proje Koordinatörlerinden Ayşe İbrahimoğlu’nun elinden ilk ona girenler plaket aldı. Gelişim gösteren öğrencilere de plaket verildi. Kamp hocalarına da katkılarından dolayı plaket sunumu yapıldı. Daha sonra öğrencilere bitirme sertifikaları dağıtıldı.
Acil serviste bile Arapça!
Arapça konuşma ve yazma melekesini edindirmeye yönelik olarak hazırlanan kampa öğrenciler öncesinde bir ay boyunca her gün 10 kelimeyi hem Arapça hem de Türkçe cümle içinde kullanarak hazırlandılar. Öğrenciler, kamp boyunca derslerde ve ders dışındaki serbest zamanlarda kesinlikle Türkçe kelimeler kullanmadılar. Öğrenciler acil bir durumda hastaneye gitmek zorunda kaldıklarında ve market, pazar alışverişlerinde bile doktorla ve esnafla Türkçe konuşmadılar. Bu tür durumlarda kamp sorumlularına dertlerini Arapça anlatarak, onların tercümanlığında iletişime geçtiler. Cep telefonlarının da 45 gün boyunca yasak olduğu kampta öğrenciler telefon ve interneti sadece haftada yarım saatlik serbest zamanda kullandılar.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.