Beylikdüzü Birlik Sanayi Mesleki Eğitim Merkezinde “Mesleki Eğitim Paneli” düzenlendi. Panele Arev Okulları ve Arev Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Vehbi Orakçı, Eğitimci Yazar Erol Demir ve Dr. Nadir Çomak katıldı.
Beylikdüzü Birlik Sanayi Mesleki Eğitim Merkezinde “Mesleki Eğitim Paneli” düzenlendi. Panele Beylikdüzü Kurucu Belediye Başkanı, Arev Okulları ve Arev Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Vehbi Orakçı, Eğitimci Yazar Erol Demir ve Dr. Nadir Çomak katıldı.
Mesleki Eğitim Panelinde konuşan Beylikdüzü Kurucu Belediye Başkanı, Arev Okulları ve Arev Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Vehbi Orakçı “Eğer siz gençlere aş ve iş sağlarsanız onları kazanır ve aynı zamanda ülkemize kazandırırsınız” dedi. Orakçı sözlerine şu şekilde devam etti:
“Mesleki Eğitim önemli ve değerlidir. Türkiye'de bir belediyenin inşa ettiği ilk ve tek Mesleki Eğitim Merkezi Beylikdüzü'nde ve biz inşa ettik. Yılda, 3000 civarı genç 41 ayrı branşta meslek sahibi oluyor.
“Eğitimci Yazar Erol Bey heyecanla tutkuyu anlattı. Tutkuyla işini yapanlara saygı duyarım. İşiyle aşıyla ilkesiyle uğraşır. Boş işle uğraşmaz, boş konuşmaz. Bolca sayısı artan üniversite mezunu olan bir ülkeyiz. 10 milyon civarında üniversite öğrencilerimiz lokantada garsonluk yapıyor. Avrupa’da 10’larca ülkeyi gezmiş, Fransa’da o ülkedeki mimari mesleki, ve bizzat gözlem yapma şansı bulmuştum.
İşte o Avrupa gezisinde edindiğim bilgi ve birikimle işimle ilgili, kendi yaptıklarımla ilgili üretmeyi çalışmayı öğrendim.
Ve ardından 2004 yılında aday oldum. Beylikdüzü’nde belediye başkanı seçildim. Seçildiğimde demiştim ki kendi kendime “Vehbi düne kadar sorumluluğun çocuklardı. Şimdi Koca Beylikdüzü, yüzbinlerce insan senden, kültür merkezi, iş, aş, yardım, sosyal proje daha çok çalışmalısın” diye kendime telkinde bulunmuştum.
Derdimiz Beylikdüzü’nü marka yapmak, büyütmek
Erol Hocamızında ifade ettiği gibi çalışma aşkıyla sahaya dalmıştım. Derdimiz Beylikdüzü’nü marka yapmak, büyütmek idi. Biz göreve geldiğimiz zaman işte o meslek eğitim okulunun bulunduğu yer, öğretmenlerimiz bilirler. Birlik Sanayi Sitesinde bir köhne okul vardı. Tek Katlı. Rutubet içinde bir okulumuz vardı. Ziyaret ettim. Rahmetli Ali Hocam vardı. Mekanı Cennet olsun. Kısıtlı imkanlar ile 700’e yakın öğrencimize müthiş yardımda bulundu. Dedimki Hocam “Kaç öğrenci yetiştirebilirsiniz?” Dediki “Sayın Başkanım Siz okul yapın. Biz çok sayıda öğrenci yetiştiririz inşallah” dedi. Biz Bu okulumuza start verdik. Tüm ihtiyaçları çeşitli yardımsever işadamlarımızdan temin ettik. İşçilik kendi cebimizden. Böylece imece usulü ile bu okulu kısa zamanda bitirdik. Törene geldiğinde bizleri tebrik etmişti.
Başkanlık makamına gelen gençlere “Ne iş yapıyorsunuz?” diye sorduğumda Sürekli talepleri vardı. Şoförlük ve masabaşı iş i istiyorlardı. Ama Avrupada böyle bir kavram yok. Almanya’da şoför sayısı toplam 30 bin civarında. Bizde araç sayısı yüzbinlerce. Hem insan israfı hemde kaynak israfı. Sanayicileri gezdiğimiz zaman kapılarda birçok ilanlar görürdük. Overlokçu, kesimci, kalıpçı kaynakçı ve tornacı gibi. Diğer gelen kardeşlerimiz iş arıyorlar. Ama meslek sahibi değiller. İşte biz bu işi hallettik, Bu okulumuzu bitirdik. İstanbul’da 32 ilçe vardı. Her birisi bir tane Mesleki Eğitim Okulu yapsaydı 80 okulumuz olacaktı.
Her okulumuzda da yılda binlerce genç yetişecekti. Yani bugün 3.2 milyon kalifiye insanımız olacaktı. Bu rakamlara diğer illeride dahil ettiğimizde ise 18 milyon insan civarında gencimiz meslek sahibi olacaktı. Ben metal, kaynak ve freze ile başladım. Tekniker oldum. Sonrada Yıldız Teknik Üniversitesinden mühendis oldum. Dolayısıyla Meslek Lisesi eğitimli. Avrupa’yı görmüş birisi olarak gençlerimizin dertlerini ve mesleki eğitim noktasında kendilerine yardımcı olmaya çalışıyoruz. Türkiye’de örnek bir ilçe olduk. İstanbul’da ilk dörtteyiz. Türkiye’de ilk 10’un içindeyiz. Beylikdüzü’ne gelişmişlik ve kalkınmışlık getirdik. Türkiye’de aynı zamanda Suç ortalamasında en düşük ilçelerin başında geliyoruz.
Eğer siz gençlere aş ve iş sağlarsanız onları kazanır ve aynı zamanda ülkemize kazandırırsınız. Biz kadınlara halk eğitim merkezi yapmıştık. Onları aktif hale getirmiştik. Bunları yaptığınız zaman o kentte aş olur kardeşlik olur, iş olur. Böylece orada bulunan insanlar birbirlerine güvenmeye başlarlar. Orada artık ne hırsızlık olur ne kapkaç olur. Birbirlerine yardımcı olmaya çalışırlar. Gayrimeşru iş azalır. Memlekete huzur ve sükun galip gelir. Bizler bunun bilincinde olarak imece usulü sorumluluk alarak, sayın valimizinde o zaman desteği ile hayata kazandırma ve sizler gibi gençlerin meslek sahibi olmasına zemin hazırladık.
Bizim derdimiz nedir? Beşikten mezara kadar. Eğitimler. Gençliğimizi kalifiye yetiştirmek. Önce kendisine. Daha sonrada memleketine ve insanlara değer katmak ve faydalı olmaktır. Bu amaçla çalışmayı, Üretmeyi kendime şiar edindim. Bu vesile ile hepinizi sevgi ve saygı ile selamlıyorum.
Yola çık. Yoldan Çıkma
Dr. Nadir Çolak: “Değerli ve sevgili başkanımız tutku ile çalışmaktan bahsetti. Erol beyin de vurgusu dertli olmak. Aslında dostlar derdimiz insanı olduğu gibi kabul edebilmektir. Derdimizi sevmemiz gerekiyor. Sayın başkanım bir gece buradan geçerken bir barakada okuyan insanları görerek meslek lisesi aklına gelmiş. Okuyamadığı ve kimsesizlik ve öksüzlük içerisinde idi. Muammer Güler’in himayesi ile yatılı okula gitmesi meslek lisesini bitirmesi ve “Ben insanlara faydalı olmak istiyorum” derdi ile emek sahibi olması, pay sahibi olması çok önemli. İnsanları bir araya getirmek, yatırımcıyı bir araya getirmek, insanların ihale ile yapamayacakları bir okulu 3 ay içerisinde bitirilmesine vesile oluyor. Bence alkışı hakeder diye düşünüyorum.
Sakıp Sabancı’ya sormuşlar, “Bu serveti nasıl elde ettiniz?” “Allah yürü ya kulum dedi. Oldu Yünsa, Bossa.” Şimdi önünüzde uzun bir hayat var. Zengin olabilirsiniz. Cio olabilirsiniz. Mucit olabilirsiniz. Aslında önünüzdeki bu fırsatları belirleyen iradeniz. Aslında yola çıktınız. Yani Yola çık. Yoldan Çıkma. Emin olun yola çıktığınızda, düzenli çalıştınız, evinizde olur, arabanızda olur, zenginde olursunuz. Keşifler yapın. Fakat önce kendinizi keşfedin. Başara bilme enerjinizin gücünü keşfedin. Yapamayacağınız hiçbir iş yoktur. Fakat zengin olmaktan daha önemli bir şey var. Erdemli insan olmak en büyük hazine. Fakat mutlu ve başarılı olabilmek daha güzel. Soru sormaktan çekinmeyin. Konuşmaktan çekinmeyin. Sizler dünyanın en yetenekli insanlarısınız. Hepiniz çok önemli kişilersiniz. Bende başarabilirim. Bende yapabilirim. İlk önce kendinize inanacaksınız.
Eğitimci-Yazar Erol Demir: Sevgili gençler, okulları bitirdiğinizde diplomalarınızı aldığınızda sizi mutlu etmeyecektir. O zaman ne yapmamız lazım? Meslek öğrenme peşinde koşmamız lazım. Ne güzel söylemiş Mehmet Akif Ersoy “ " Kim kazanmazsa bu dünyada bir ekmek parası, dostunun yüz karası, düşmanının maskarası. " dır.
Halk ozanı, gözleri görmüyor. İlkokul mezunu bile değil. Mesut. Olmak istiyorsan dünyada mesut,
Hakka halka yarayacak bir iş tut,
Çalıştır oğlunu, kızını okut,
İnsan olmak için okumak gerek.
Dolayısıyla sayın dinleyiciler bizim aldatmayan bir ahlakımız olması lazım.
Osmanlıda bir kumaş tüccarı bir gayrimüslime kumaş satıyor. Gayrimüslime verilen kumaşı tekrar geri alıyor. Yerine koyuyor. Gayrimüslim niçin geri aldığını soruyor. Dükkan sahibi kumaşın defolu olduğunu söylüyor. Gayrimüslim ısrarla “bir şey olmaz ver ben alacağım” diyor. Dükkan sahibi “olmaz dokuma hatası var. Size veremem diyor.” Gayri müslim “Ben kabul ediyorum verebilirsin” dediğinde ise Kumaş tüccarı şunu söylüyor. “Biz Osmanlı defolu malı satmış dedirtmeyiz. Siz bunu sattığınızda bilerek, bizim markamız var. Osmanlının malı defolu diye düşünürler. Bundan dolayı size bunun satışını yapamam” diyor.
Bu derdi size aktardım. Artık dert sizin derdiniz.
Dolayısıyla biz böyle bir ecdadın çocuklarıyız. Ama bugün bizim çocuklarımız iş beğenmiyor. Çalışanların çoğunu biliyorsunuz. Ben ülke ayrımıda yapmadan konuşuyorum. Buna bir son vermemiz lazım. Bunu herkese yaymamız lazım. Ben dertliyim dedim. Bu derdi size aktardım. Artık dert sizin derdiniz.
Gençlere fırsat verelim. Kendilerine yapabilecekleri bir mesleği keşfettirelim. Bu fırsatıda onlara zevkli bir süreç içerisinde verelim. Meslek öğrenen gençlerimizin birçoğu “Hocam üniversiteye gitmeye ne gerek var” diyorlar.
Sevgiliyi dinleyicilerim, dolayısıyla doğru yerdesiniz. Ama ilk önce erdemli ve ahlaklı olmanız lazım. Bu vasıflar ile donanımlı olmanız gerekiyor. Temiz ve vicdanlı olmanız meslek sahibi olmanızdan önce gelir. Sevgili gençler hepinize sevgilerimi sunuyorum.
Kaynak: Medya90
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.