Öncelikle bu süreçte sadece Müslümanların zarar gördüğünün altını kalın bir çizgiyle çizelim.
Bu zarar verme işinin baş aktörü ve takipçisi Genelkurmay Başkanlığı olunca en büyük zararı da kimlerin gördüğünü bilmek için müneccim olmaya gerek yok, pek tabi dindar ve bilhassa başları kapalı hanımefendilerin eşleri olan Subay ve Astsubaylardı!
Yılda iki kez toplanan ve Başkanlığını Cumhurbaşkanlarının yaptıkları bu Yüksek Askeri Şura (Y.A.Ş) kurumunun kararlarıyla dindar ve bilhassa başarılı personeller, mahkemesiz sorgusuz sualsiz ha bire ihraç edildiler de edildiler.
İsmi bende mahfuz olan eğer önü kesilmeseydi başarılı bir paşa olacak zeki bir Yaşzedeye bu konuyu sordum, aşağıdaki metin olduğu gibi ona aittir ayrıca ona katılıyorum;
“Selamünaleyküm abi. Aklıma gelen şudur. 28 Şubat sürecinin bizim dışımızdaki mağdurları en fazla attan inip eşeğe binmişler.
Yağlı ballı makamlardan inip iyi hallice başka bir yaşam formuna tutunmuşlar. Biz yaşzedeleri ise attan indirip eşeğimizi de vurdular.
Köyün muhtarını da tehdit ettiler.
Bunlara yiyecek ekmek binecek eşek girecek ev verirseniz köyünüzü yakarız dediler.
Herkes de bu tehditlere gereken hürmet ve saygıyı gösterdi.
Benim htiğim diğer bir mana ise, bu süreçte en çok hınç ve gayzı bize fetö ve şürekası uyguladı.
Bu 6191 sürecinde bizim yasayı kadük duruma getiren de bu fetöcülerin gayzıydı.
Bizim saftirik mahalle ise bu şeytan taifesini ıslah etmenin gayret ve himmetiyle mağduriyetimize ses etmedi.
Ümidim ahiret yurdudur. Bu dünyada bizi herkes unuttu. Saygılar hürmetler abi.”
Kamuoyunun pek farkında olmadığı yüzlerce serzenişten bir misal.
Kıyamet kopsa, Dünyanın tüm dağları volkan olup patlasa, İsrafil sura üflese, denizler taşsa, dünya savaşları başlasa, hiçbir yaşzede bu haklarından vazgeçmeyecektir. Ya hükümet bu hukuksuzluğu es geçiyor, yada temsilcimiz bildiğimiz dernek kişi veya kişiler bir yaşzede değil ki konuyu tam anlatamamış veya anlatmamış.
1. Hükümetimiz; imzalı ve mühürlü ve özür beyan eden bir belgeyi devletimiz adına; hukukları yok edilen ve gelecekleri karartılan çocuklarımıza bırakacağımız en güzel miras olması hasebiyle her birimize, mağduriyetimizin bedeli olarak vermeli.
2. Geriye dönük haklarımızın, bizlerden başka herkese verildiği gibi bizlere de verilmesi güçlü, demokratik ve hukukun üstünlüğünü esas alan, ilkesi Adalet olan ve her alanda ülkemize çağ atlatan başarılı hükümetimize ağır gelmemeli.