Görev yaptıkları dönemlerde kudretli! ve acımasızdılar!
Emekliliklerinde bile boş durmadılar…
Sergiledikleri zalimliklerle kamu görevi yapıyoruz sandılar!
Babalarının çiftliklerini bu kadar keyfi ve hoyratça kullanamazlardı!
Vatan!
Millet!
Bu kavramlar eğer onlar için bir anlam ifade etseydi, başarılı ve vatansever muvazzafları T.S.K dan ihraç etmezlerdi!
Buyurun birkaç örneği beraber okuyalım;
Onlarca kitabı olan 31 uluslararası 100 ün üzerinde yayına imza atan, 5 kez uluslararası katılımlı sempozyumlar düzenleyen, Uluslararası kongrede en iyi araştırma ödülü onun olan, Psikiyatrist, Akademisyen bilim adamını bu millete ve vatana lazımdır, demeyip Y.A.Ş kararlarıyla harcadılar.
Yirmiden fazla eseri olup iyi bir araştırmacı olan, Kardak kayalıklarının bize ait olduğunu belgeleyen, İstanbul da aşk Babil de ölüm, Od, Şah sultan, efsane gibi eserlerle edebiyat alanında bir değer olup ünlü bir yazar olan, Deniz müzesinde taktire şayan çalışmalar yapan, Akademisyen, bilim adamı genç bir Subayı bu vatana ve millete lazımdır, demeyip Y.A.Ş kararlarıyla yediler.
İngilizce Fransızca ve slav dillerini bilen, Belçika da, Hollanda’da görev alan, İyi bir kulak boğaz burun tabibi olduğunu yabancı bilim adamları bundan övgüyle söz eden, İyi bir Akademisyen ve bilim adamı olup
G.A.T.A' da görevli iken bu başarılı Subayı, vatan ve millet için lazımdır, demeyip, Y.A.Ş kararlarıyla yediler.
Jandarma Astsubayı olup başarısıyla Subay olan, C.M.U.K ve Türk ceza kanunu ezberleyen, birçok mevzuatlar hep masasının üzerinde bulunan,
1774 sayılı kimlik bildirme kanununu ustaca kullanarak oturduğu yerden bölgesinde bulunan turistik sosyal ve konaklama yerlerinden yüzlerce suçluyu hiçbir harcama yapmadan yakalayıp Adalete teslim eden, İşlenen suçları meçhul bırakmayan, hatıralarında, Askerine kötü bir sözü ve bir tokatı olmayan. Operasyonda dağda kopardığı bir Nar'ın yerine bez içerisinde parasını asacak hassasiyette bulunan. Böyle bir askeri, vatan ve millet için lazımdır, demeyip, Y.A.Ş kararlarıyla derdest ettiler.
Y.A.Ş kararlarıyla adeta yargıdan kaçırılarak T.S.K dan atılan başarılı ve disiplinli tüm Subay ve Astsubayları ayrı ayrı yazmaya kalksak sayfalara sığmayacağından kısa kesiyorum.
Vatan Millet sevgisi ve kaygısı olan ve Allah korkusu bulunan paşalar! bu insanların ihraçlarına acaba sebep olurlar mıydı!
Bunun hiçbir dilde ve hiçbir şekilde ve hiçbir zaman izahı olmadı olamazdı!
Geç te olsa hükümet demokratik kuralları cesurca çalıştırarak, adalet mekanizmasının işlemesini oluşturacak özgür ortamı sağlayarak, cerahat bağlayan bir yarayı kurutarak tedavi etmiş olduğunu bu icraatıyla millete göstermiştir.
Şimdi hükümetimiz bu haksızlığa giriftar olan Yaşzedeler için daha fazla geç olmadan ve bu dünyadan göçmeden, geriye dönük maddi manevi yaralarının sarılması ile bu işi noktalaması aşamasına gelmiştir.
Nasıl ki İstanbulun fethi Trabzonun alınmasıyla tamamlanmış ise, Yaşzedelerin geriye dönük tüm haklarının verilmesiyle de bu iş tamamlanacaktır.